soru önergesiyle dikkatleri bir kez daha Türkiye'deki kadın hakları gündemine çekti.
Milletvekili Sarıtaş, özellikle kadın cinayetlerinde faillerin "haksız tahrik" ve "iyi hal indirimi" gibi uygulamalarla daha düşük ceza almasının, cezasızlık algısını güçlendirdiğini ve kadınların yaşam hakkını tehdit eden bir yapısal soruna dönüştüğünü vurguladı. Sarıtaş'ın Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ile Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'na sunduğu yazılı önergeler, hem yargı sistemindeki boşluklara hem de cezasızlığın kurumsal boyutuna dikkat çekiyor.
Önergelerin, Anayasa'nın 98. maddesi ile TBMM İçtüzüğü'nün 96 ve 99. maddeleri kapsamında yazılı olarak cevaplandırılması talep edildi.
Sarıtaş'ın önergelerinde, Türkiye'deki kadın cinayeti davalarının gidişatını ortaya çıkarmayı amaçlayan kritik sorular yer alıyor:
Son 5 yılda kadın cinayetlerinde verilen ortalama cezalar nedir? Kaç fail indirimden yararlanmıştır?
İstinaf ve Yargıtay'da kadın cinayeti cezalarının düşürülme oranı kaçtır?
"Haksız tahrik" ve "iyi hal indirimi" için sınırlama veya kaldırma hazırlığı var mı?
Cezasızlığı önlemek amacıyla yürütülen özel denetim, izleme veya eğitim programları bulunuyor mu?
Mahkemelerde indirim kararlarına standart getirecek bir HSYK düzenlemesi yapıldı mı?
Caydırıcılığı artırmak için örnek kararlar kamuoyuyla paylaşılacak mı?
Etkin soruşturma yürütmeyen kolluk ve yargı personeli hakkında son 5 yılda kaç soruşturma açıldı?
Şüpheli kadın ölümlerinin "intihar" kaydıyla geçiştirilmesine ilişkin detaylı bir çalışma yapılıyor mu?
Sarıtaş'ın soru önergesi, özellikle son yıllarda artan kadın cinayetleri ve toplumda yükselen adalet talebi nedeniyle siyaset kulislerinde geniş yankı buldu. Cezasızlık uygulamalarının kadınların yaşam hakkı için en büyük tehditlerden biri olduğuna dikkat çeken Sarıtaş, hukuki süreçlerde kararlılık ve şeffaflık çağrısı yaptı.
Önergelerin TBMM'ye resmi olarak sunulduğu ve ilgili bakanlıklardan gelecek yazılı yanıtların beklendiği öğrenildi.