Kişisel sağlık bilgilerinin korunmasına yönelik kapsamlı bir düzenleme yürürlüğe girdi. Kişisel Sağlık Verileri Hakkında Yönetmelikte yapılan değişiklik, Resmî Gazete'de yayımlanarak uygulamaya konuldu. Yeni düzenlemeyle birlikte, hiçbir vatandaş geçmiş sağlık verilerinin dökümünü sunmaya veya paylaşmaya zorlanamayacak. Bu alan yalnızca KVKK'da belirtilen özel istisnalar çerçevesinde kullanılabilecek.
Yeni yönetmelik, sağlık verilerine kimlerin ve hangi koşullarda erişebileceğini yeniden tanımladı.
Kişinin bağlı bulunduğu aile hekimi, zaman sınırı olmaksızın sağlık verilerine ulaşabilecek.
Hastanede yatışı devam eden kişilerin sağlık bilgileri ise yalnızca ilgili sağlık kuruluşundaki görevli hekimler tarafından görüntülenebilecek.
Vatandaşların e-Nabız üzerinden kendi verilerine erişimi, tamamen kişinin kendi güvenlik ayarları doğrultusunda sağlanacak.
Düzenlemeyle birlikte e-Nabız güvenlik ayarları konusunda vatandaşlar bilgilendirilecek; ancak:
Güvenlik ayarlarının kapalı olması nedeniyle yaşanabilecek erişim sorunlarından Sağlık Bakanlığı sorumlu tutulmayacak.
Güvenlik sebebiyle erişimi kapatan bir vatandaşın sağlık verilerine ulaşılması gereken durumlarda, vatandaşın telefonuna gönderilen doğrulama kodunu hekimle paylaşması yeterli olacak.
Tutukluluk, hükümlülük gibi nedenlerle doğrulama koduna erişilemeyen hallerde güvenlik ayarı kontrolü yapılmadan, gerekli hekim erişimi sağlanacak.
Sağlık Bakanlığı bünyesindeki birimlerin sağlık verilerine erişimi de yeniden tanımlandı.
Yetkilendirilecek personel, yalnızca özel nitelikli veri işleme şartları çerçevesinde erişim sağlayabilecek.
Birim amirlerinin talebiyle verilen yetkiler, genel erişim izni değil, sıkı denetimli bir kullanım izni niteliği taşıyacak.
Velayet süreçlerinde çocuklara ait verilerin korunması için yeni uygulamalar getirildi:
Boşanma davası sürerken, velayeti tedbiren verilen ebeveyn çocuğun sağlık verilerine erişebilecek.
Boşanma kesinleştikten sonra erişim hakkı tamamen velayeti alan ebeveyne ait olacak.
Velayeti bulunmayan ebeveyn ise talep etmesi halinde, çocuğun kimlik ve konum bilgileri çıkarılmış şekilde, yalnızca sağlık durumuna ilişkin özet bilgilere ulaşabilecek.
Yönetmelikte yapılan değişiklikle, yaşamını yitiren kişilere ait sağlık verilerinin saklama süresi 20 yıldan 30 yıla çıkarıldı. Bu düzenleme, sağlık kayıtlarının arşivlenmesi ve hukuki süreçlerde ihtiyaç duyulabilecek bilgilerin korunması amacıyla yapıldı.
Yapılan değişiklikler, kişisel sağlık verilerinin güvence altına alınmasını hedefleyen en kapsamlı adımlardan biri olarak değerlendiriliyor. Düzenleme; vatandaşların mahremiyetini güçlendirirken, sağlık hizmeti süreçlerinde ihtiyaç duyulan erişimleri de makul çerçevede koruma altına alıyor.