10121,50%-1,02
40,24% 0,11
46,93% 0,54
4336,90% 0,94
6880,30% -0,39
CHP, 2015 seçimleri öncesinde “Merkez Türkiye” adını verdiği büyük bir ekonomi projesi duyurdu. İç Anadolu’da bir yerde, adı belirtilmeyen bir bölgede kurulacak “megakent” ile 2 milyon kişiye istihdam yaratılacağı ilan edildi. CHP, seçimi kaybettikten sonra “yüzyılın projesi” dediği bu öneriyi tamamen rafa kaldırdı.
Peki ne oldu da bu dev proje bir daha hiç konuşulmadı? Sırf seçim propagandası mıydı? Eğer değilse neden arkasında durulmadı?
Gazeteci Bilgehan Uçak, konuk ettiği Selin Sayek Böke’ye bu soruyu yöneltti. Böke, projenin rafa kaldırılmadığını, günün şartlarına göre sürekli revize edildiğini belirtti. Ancak Uçak’a göre, on yıldır gün yüzüne çıkmayan, seçim dönemlerinde bile gündeme getirilmeyen bir çalışmanın varlığından söz etmek artık inandırıcılığını yitirmiş durumda.
Uçak’ın temel eleştirisi şu noktada odaklanıyor: CHP’nin temel sorunu, seçmen nazarında ciddiye alınmamak. Söylediklerini hayata geçiremeyen bir parti görünümünde olması, onu uzun süredir iktidar yolundan uzak tutuyor.
Geçtiğimiz yıl Genel Başkan düzeyinde açıklanan “asgari ücret 30 bin TL kırmızı çizgimizdir” çıkışı, iktidar tarafından görmezden gelindi. CHP’nin önerisi neredeyse yarı yarıya aşındırılarak asgari ücret açıklandı. Parti bu konuda herhangi bir etkili tepki veremedi.
Bu yıl ise benzer bir tablo yeniden yaşanıyor. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, 1 Temmuz’da yapılması beklenen ara zam için “talebimiz 30 bin 205 TL” diyerek beklentilerini açıkladı. Ancak Uçak’a göre bu rakamlar hem siyasi hem ekonomik tutarlılıktan uzak. Çünkü yıl başında da “30 bin altı olmaz” denmişti. Aradan geçen altı ayda yalnızca 200 TL’lik artış talebi sunmak, CHP’nin gerçek enflasyonla bağını kopardığını gösteriyor.
CHP’nin çözüm önerilerinden biri de asgari ücrete yılda dört kez otomatik zam yapılmasını öngören bir yasa tasarısı. Bu öneri, dar gelirliyi rahatlatma amacı taşısa da, Uçak’a göre işin ekonomik yönü göz ardı edilmiş durumda:
“Asgari ücrete sürekli zam yaparak enflasyonu yenebileceğini düşünen, işverene binen yükü hesaba katmayan, işsizliğin artacağını fark edemeyen bir muhalefet, halkın güvenini nasıl kazanacak?”
Bu sözler, CHP'nin ekonomi vizyonunun yeterince bütüncül olmadığı eleştirisini perçinliyor.
Uçak, CHP’nin ekonomi politikalarındaki bu dağınıklık ve tutarsızlığın, kararsız seçmen oranının artmasında etkili olduğunu düşünüyor. Toplumun artan ekonomik sorunlarına karşı, soyut ve içi doldurulamayan çözümlerle yaklaşmak; seçmen için güven verici değil.
Tüm bu eleştirilerin yanında Bilgehan Uçak, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu ayrı tutuyor. İmamoğlu’nun verdiği sözleri yerine getirdiğini ve seçmen nezdinde bu nedenle “inandırıcı” bulunduğunu ifade ediyor. Bu durumun, CHP’nin içinden çıkan ama çizgisi farklı olan liderlerin nasıl güven kazanabildiğini gösterdiğini belirtiyor.
CHP, toplumun ekonomik sorunlarına çözüm üretme iddiasını taşısa da, hem söylemleri hem uygulamaları ile bu güveni sağlayamıyor. Bilgehan Uçak’a göre, partinin ekonomiyle olan ilişkisi yüzeysel kalmaya devam ettikçe, seçmenin desteği de sınırlı olacak.
“Muhalefet mi yapıyor CHP, yoksa kendi seçmenini mi oyalıyor?”
Bu soru, CHP’nin gelecekte iktidara yürüyüp yürüyemeyeceğinin de cevabı olacak gibi görünüyor.