10025,50%0,77
35,14% -0,01
36,59% 0,01
2956,43% -0,70
4790,58% -0,09
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Uyguladığımız programın önceliği enflasyonu düşürmektir. Çünkü dünyanın her yerinde olduğu gibi ülkemizde de enflasyon tüm kötülüklerin anası konumundadır" dedi.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Bursa 8. Olağan İl Kongresi'ne katıldı.
Konuşmasına salondakileri selamlayarak başlayan Erdoğan, AK Parti Bursa teşkilatıyla eş zamanlı olarak il kongrelerini gerçekleştiren, Kars, Muş, Adıyaman, Kırşehir, Nevşehir, Düzce, Gümüşhane ve Bilecik'deki teşkilat mensuplarına da en içten sevgilerini iletti.
Şehre geldiği andan itibaren samimiyetiyle kendilerini bağrına basan tüm Bursalılara teşekkür eden Erdoğan, AK Parti Bursa 8'inci İl kongresinin hayırlar getirmesini diledi.
"Saflarımızı daha da sıklaştıracağız"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bugüne kadar emektarlarımızın tecrübesini, gençlerimizin dinamizmi ile birleştirerek siyasi mücadelemizi yürüttük. Görev alsın veya almasın bu çatı altında beraber yol yürüdüğümüz aynı ideallere inandığımız, aynı büyük hayallerin peşinden koştuğumuz tüm kardeşlerimizi yol ve dava arkadaşlarımız olarak gördük. Önümüzdeki dönemde de bu çizgimizi koruyacağız. Saflarımızı daha da sıklaştıracağız. Kırgınlıklar varsa göz ardı etmeyecek kalpleri tamir etmeye bakacağız." ifadelerini kullandı.
Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü;
Her ne sebeple olursa olsun, teşkilatımızdan ayağa kesilenler varsa, onları mutlaka, bulacağız, parti çalışmalarımıza yeniden dahil edeceğiz. Şu noktaya özellikle dikkat etmenizi istiyorum. Yeni isimlerle kadrolarımızı güçlendirirken, yokluk zamanlarında partimiz için elbi̇sesi̇ tozlanmış, ayakkabısı çamurlanmış, sırf bu kutlu davaya inandığı için, varını yoğunu seferber etmiş, Ömerleri, Ayşeleri, hiçbir zaman ihmal etmeyeceğiz. Bu partiyi ayakta tutanlar, işte o samimiyet timsalleridir. Bu partiyi bugünlere taşıyanlar, işte o fedakarlık abideleridir. Gelmeyene biz gideceğiz. Aramayanı biz arayacağız. Küsenin kapısını biz gidip çalacağız. Yorulanı biz yüreklendireceğiz. Yani partimizi Bursa'dan her alanda hak ettiği yere tekrar taşımak için ne gerekiyorsa hep beraber biz yapacağız.
"Sürekli sahada olacağız"
Burada Roman vatandaşlarımızın şu anlamlı sözünü sizlere hatırlatmak isterim. Roman kardeşlerimiz ne diyorlar? Evde oturan ölür diyorlar. Merhum Neşet Ertaş da Aşk ile çalışan yorulmaz. Ne zaman öldüysem işte o zaman yoruldum diyor. Bizim de Bursa'da ve diğer illerimizde yapmamız gereken işte budur. Evde veya il ilçe binasında oturmayacak, sürekli sahada olacağız. Bursa teşkilatımızla birlikte kongrelerimizi yaptığımız diğer bütün illerdeki kardeşlerimden işte bu hassasiyetle çalışmalarını bekliyorum. Gayretleriniz için, emekleriniz ve samimi çabalarınız için her birinize şimdiden teşekkür ediyorum.
"Bursamız üretimin ve emeğin de lokomotifidir"
Bursa'nın göz alıcı doğal güzellikleri, insanın ruh dünyasını zenginleştiren manevi değerleriyle herkesi kendine meftun eden bir şehir olduğunu belirten Erdoğan, "Bütün bunların yanında Bursamız üretimin ve emeğin de lokomotifidir. Kongremizden sonra Bursamızın iş çevreleriyle bu akşam bir araya gelecek bazı fabrikaların resmi açılışını gerçekleştireceğiz. Bursa'yı her ziyaretimde şehrimizin sanayisinin istikrarlı bir atılım içinde olduğunu görmekten büyük bir bahtiyarlık duyuyorum. Bursa sanayisi bizim yurt dışında da göğsümüzü kabartıyor. Her alanda Bursa'yı destekledik, geliştirdik." diye konuştu.
"Bizim siyasetimiz hizmet ve eser siyasetidir"
Koronavirüs salgınıyla birlikte dünyanın fırtınalı sulara girdiğini hatırlatan Erdoğan, küresel ekonomide de dengelerin bozulduğunu, enflasyonun son 60-70 yılın en yüksek seviyelerini gördüğüne işaret ederek konuşmasına şöyle devam etti;
Tüm dünya gibi Türkiye olarak biz de bu olumsuzlukları hissettik. Ekonomide önce döviz kuruyla, ardından enflasyonun tetiklemesiyle başlayan hayat pahalılığı Bursamız da etkilemiştir. Bilhassa işçi, memur, emekli, çiftçi gibi sabit gelirli vatandaşlarımız bu sıkıntılarla daha çok karşılaştılar. Bir defa şu hususun bilinmesini özellikle isterim. Gerek şahsen, gerek iktidar, gerekse AK Parti ve Cumhur İttifakı olarak hiçbir insanımızın serzenişine kulaklarımızı tıkamıyoruz. Yaşanan her sıkıntının, her zorluğun farkındayız. Evine ekmek götürmeye çalışan işçimizin de, saçlarını ülkemize hizmet uğrunda ağartmış emeklimizin de, yazın güneşine kışın ayazına aldırmadan toprağı işleyen çiftçimizin de, yatırım yapıp başkalarına ekmek kapısı olan sanayicimizin de, her sabah dükkanını bismillah diyerek açan esnafımızın da velhasıl hangi işi yaparsa yapsın 85 milyon vatandaşımızın her ferdinin derdini, talebini, beklentisini ve sorunlarını çok ama çok iyi biliyoruz.
Bizim siyasetimiz hizmet ve eser siyasetidir. Bizim siyasetimiz millete karşı dürüst olma şeffaf olma siyasetidir. Bizde tüm meşakkatine rağmen sadece bunu yapmaya çalışıyoruz. Türkiye ve Türk milletine millet borcumuzu layıkıyla ödemenin derdindeyiz. Partimize, ittifakımıza ve iktidarımıza güvenen bu aziz millete hayal kırıklığı yaşatmak istemiyoruz.
"Ucuz siyaset tarzını hep elimizin tersiyle ittik"
Günübirlik hesapların yakın geçmişte bu millete çok vakit ve nakit kaybettirdiğini belirten Erdoğan, "Kim ne verirse benden beş fazlası anlayışı geçmişte Türkiye’ye çok ağır bedeller ödetti. Sırf günü kurtarmak için verilen ancak sonra unutulan sözler, hem bu ülkeye hem de siyaset kurumuna çok büyük zararlar verdi. Benden sonrası tufan diyenler geride telafisi yıllar sürecek enkazlar bıraktılar. Hesap kitap yapmadan bol keseden vaat dağıtanlar arkalarında tamiri imkansız hasarlar bıraktılar. AK Parti olarak bu ucuz siyaset tarzını 2002’den beri hep elimizin tersiyle ittik. Kendimiz bedel ödesek dahi millete ve ülkeye bedel ödettirmeyeceğiz dedik. Her şart altında Türkiye için en iyisini yapacağız. Zor da olsa en doğru kararı alacağız dedik. Hamdolsun. Bu duruşumuzdan da şimdiye kadar taviz vermedik." ifadelerini kullandı.
Siyaset kurumuna güveni yeniden tesis ettiklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türkiye’nin asırlık sorunlarına çözüm yollarını biz geliştirdik. Bir kaç milyar dolarlık operasyonlarla ekonomisi adeta deprem geçiren bu ülkeyi küresel şoklara bile dirençli ve dayanıklı hale biz getirdik. Ulaştırmada, konutta, enerjide, tarımda, çalışma hayatında, savunma sanayiinde Türkiye tarihinin en büyük şahlanışını bizimle yaşadı. 22 yıl önce hayal dahi edilemeyen büyük dönüşümleri, büyük reformları ülkemizde biz gerçekleştirdik. Artık dünyada sözünün ağırlığı olan, itibarı artan, ay yıldızlı bayrağı başta komşuları olmak üzere tüm dünya için güven veren bir Türkiye oldu." şeklinde konuştu.
"Keyfi fiyatlandırma alışkanlıkları işimizi kolaylaştırmıyor"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:
Tüm bu söylediklerimi ve çok daha fazlasını hep yere sağlam basarak, adımlarımızı sağlam atarak yaptık. Bugün de aynı prensipler çerçevesinde hareket ediyoruz. Şahsi çıkarlarımızı değil, sadece ve sadece 85 milyon vatandaşımızla tüm Türkiye’nin menfaatini düşünüyoruz. Bakın biraz önce açık yüreklilikle dile getirdim. Ekonomik programımızın temel gayesi sabit gelirliler başta olmak üzere milletimizin kur ve enflasyon dengesizliği sebebiyle maruz kaldığı refah kaybını en kısa sürede telafi etmektir. Bunun için evvel emirde enflasyon gibi hayat pahalılığının mazereti olarak kullanılan hususları ortadan kaldırmamız gerekiyor. Uyguladığımız programın önceliği enflasyonu düşürmektir. Çünkü dünyanın her yerinde olduğu gibi ülkemizde de enflasyon adeta tüm kötülüklerin anası konumundadır. Aç gözlü fırsatçıların ne enflasyonla, ne kurla, ne faizle izah edilemeyecek keyfi fiyatlandırma alışkanlıkları elbette bizim işimizi kolaylaştırmıyor, zorlaştırıyor. Serbest piyasa ekonomisini başıbozukluk olarak algılayan ve bunu alabildiğine istismar eden bir kesim var. Ama bunların da üstesinden geleceğiz.
"Sosyal konut seferberliği başlatmayı planlıyoruz"
Esasen bu konuda en etkili yöntem milletimizin fahiş fiyat artışı yapan ürünleri ve hizmetleri boykot etmeleridir. Satılmayan ürünün, kullanılmayan hizmetin, alıcısı olmayan mamulün fiyatının bir önemi de kalmayacaktır. Gelişmiş bazı ülkelerdeki tüketeciler bunu bilinçli ve sistematik bir şekilde yaparak hükümetlerine yardımcı oldular. İnşallah bizde de bu kültür yavaş yavaş gelişecek ve oturacaktır. Devletin ilgili kurumları bir taraftan tüketici, diğer taraftan çift kanatlı bir mücadele ile inşallah tamahkarlık meselesini hal yoluna koyacağız. Hem enflasyonun artışında hem de onu aşan hayat pahalılığı algısının yerleşmesinde konut ve kira fiyatları çok önemli rol oynuyor. 2024 yılında bu unsurların enflasyona etkisini asimetrik olarak gördük. Şimdi bunun da önüne geçecek bir adım atmanın hazırlığı içindeyiz. Deprem bölgelerindeki inşa faaliyetlerinin önemli oranda biteceği yaz aylarından itibaren ülkemizde bir sosyal konut seferberliği başlatmayı planlıyoruz. Sabit ücretli vatandaşlarımızın satın alabileceği fiyatlarla üreteceğimiz konutları 1+1 bir gibi. Bunlarla inşallah sabit gelirli vatandaşlarımızı da konut sahibi yapmanın adımlarını atacağız. Böylece konut ve kira fiyatlarında oluşan balon kendiliğinden sönmeye başlayacaktır.
"Enflasyonu olması gereken seviyeye indireceğiz"
Doğalgaz ve elektrikte vatandaşlarımıza sağladığımız destekleri de en fazla ihtiyaç duyanların daha fazla yararlanacağı adil bir modelle yeniden ele alacağız. Akaryakıt fiyatlarının da enflasyonun hedeflememizi bozmayacak seviyede kalmasına özen göstereceğiz. Lüks ürünler dışında temel ihtiyaç maddelerinin vatandaşlarımıza en uygun şekilde ulaştırılması için de yeni mekanizmalar kuracağız. Para politikasının yanı sıra uhdemizdeki diğer araçları da devreye alarak inşallah enflasyonu olması gereken seviyeye indireceğiz. Tabi bununla bir yere geliyor. Faizi kesinlikle indirmeye başlayacağız. 2025 bunun işaret yılı olacaktır.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.