9299,36%2,82
38,00% 0,44
41,04% 0,36
3682,29% 0,09
5958,15% -0,44
Dr. ÖZGÜR AYDIN, ÖZGÜRLÜK, AMA SADECE BANA
Günümüzde sık sık duyuyoruz: “Adalet istiyoruz!” diye haykıran sesleri, “özgürlük istiyoruz!” diye meydanları dolduran kalabalıkları. Peki, gerçekten özgürlük mü istenen? Yoksa aslında sadece kendileri için özgürlük mü talep ediliyor? Biraz daha yakından bakalım bu manzaraya.
Evet, özgürlük istediklerini söylüyorlar. Fakat bu özgürlük, sadece kendi sesleri için geçerli. Kendi düşüncelerini diledikleri gibi ifade etmek isterlerken, başkalarının düşüncelerini susturmak için fırsat kolluyorlar. Kendi fikirlerini yaymak için özgürlük talep ederken, farklı fikirlere karşı tahammülsüzlük gösteriyorlar. “Biz özgür olalım ama siz susun!” diyorlar. Onların özgürlüğü, başkalarının sessizliğiyle var oluyor.
Kendi özgürlüklerini ve imtiyazlarını korumak için Anadolu’nun samimi, inançlı ve çalışkan evlatlarını dışladılar. Kürtlerin diline bile tahammül göstermediler. Anadolu’dan çıkan bir gencin bir makam sahibi olması, onları rahatsız etti. Çünkü özgürlük dedikleri şey, aslında kendi egemenliklerinin devamından ibaretti. Özgürlük, sadece onların fikirleri, onların yaşam tarzı, onların kimliği içindi. Başka bir düşünce, başka bir kimlik, başka bir yaşam tarzı onlar için tehditti.
Adalet istediklerini de söylüyorlar. Ama bu adalet de sadece kendileri için geçerli. Başka düşüncede olanların, farklı yaşam tarzını benimseyenlerin adalet talebi ise onların gözünde bir tehdit. Kendi görüşleri savunulursa adalet var; başkalarının hakkı savunulursa “karşı devrim” var. Adalet, onların sınırlarını aşınca “tehlike” oluyor.
Baskıcı zihniyetin özgürlük anlayışı hep aynıydı: Ben konuşurum, sen susarsın. Ben yaşarım, sen izlersin. Ben yönetirim, sen itaat edersin. Özgürlük, onlar için kendi düzenlerinin devamından başka bir şey değil. İşte onların özgürlük anlayışı bu kadar dar, bu kadar sınırlı.
Gerçek özgürlük, başkalarının da özgür olabildiği yerdedir. Gerçek adalet, başkalarının da hakkını savunduğun yerde başlar. Özgürlük, sadece bir kesime ait bir imtiyaz değil, herkesin doğal hakkıdır.
Evet şu anda da gerçek bir özgürlükten, gerçek bir adaletten bahsedemeyiz. Ama bilmeliyiz ki özgürlük, kimsenin dilini, kimliğini, inancını, yaşam tarzını küçümsememektir. Adalet, kimseyi kimliğinden, inancından, kökeninden dolayı ikinci sınıf vatandaş saymamaktır. Özgürlük ve adalet, bir grubun ya da ideolojinin tekeline bırakıldığında özgürlük olmaktan çıkar, baskıya dönüşür. Şu anda talep edilen ise bir tekelden başka bir tekele teslim edilmesidir.
O yüzden özgürlük istiyoruz diye haykıranlara sormak lazım: Gerçekten özgürlük mü istiyorsunuz, yoksa sadece kendiniz için özgürlük mü talep ediyorsunuz? Başkalarının özgürlüğü sizi rahatsız ediyorsa, sizin talebiniz özgürlük değil; iktidardır. Başkalarının kimliğine, inancına, düşüncesine tahammül edemiyorsanız, sizin derdiniz özgürlük değil; kontroldür.
Özgürlük, sadece sizin içinse özgürlük değildir. Adalet, sadece sizin tarafınız içinse adalet değildir. Özgürlük ve adalet, herkes için olmadığında, özgürlük ve adalet olmaktan çıkar; sadece farklı bir zulüm düzenine dönüşür. Saygılarımla.
DR. ÖZGÜR AYDIN